top of page

kimsin sen ya!

Acı kırları boyadım ilendim bir yangının ortasından
gölgeme kıvrılmış bir kediyle göz göze
sönerek kaçmayı öğrendim

Kimmiş dedim bu uzun ırmakların ustası
bu bedeni kayranlarda çözüp atlaslara şiir diye kazıyan

Yatağını değiştiren kimmiş bu gökkat saydam yarıkürenin
yapraklarından ağaçları görülmemiş bir ormanı
düzayak gidilememiş bir kente tarihleyen

Der bu araya bir mim saadet koy
Der usu al hissi bırak kenar gitsin

Çiçekli ağız mızıkalarına iliştirdiği uzak denizler hakkında
bulunamamış bir kitap yazmak diye marifeti

Kimsin dedim ya kimsin sen!

Peşinden...


 
Yurdu su olanın aktığı başka denizlerdi
kendini astığı rüzgâr, güvendiği kutup yıldızı
başka dilde bir yazıtın gövdesine sızan
 
tenindeki tuzun tadından bildim hikayesini
beklemeden sonunda verilecek meyveyi
 
sezdim bir daha dönemeyeceğini bu kıyıya
bir daha tenimde erimeyeceğini bakışlarındaki demirin
 
o kadar hüzünle ve ağır ki
eğildim saydam bir hecenin içine
 
çayırlar geçmiştim içinden
ben acı yağmurlarla bir, deli güneşlerle iki
ben doğurgan toprakla üç kez  denemiştim o uzun geceyi
 
O, ayrılık dedi yazgısı yalnızlık olanın serüvenine
ben yeni bir başlangıç mırıldandım içimdeki gömütlükten 
böylece bıraktık seslerimizi ormana
yürüdük  başka soru işaretlerinin peşinden…
  • Facebook Social Icon
  • Twitter Social Icon
  • YouTube Social  Icon

© 2023 by Semra Canbulat

bottom of page